Bu günkü haberimiz, Kültür Bakanlığı’nın dimağlara ip atlatan AVM Kütüphaneleri! Evet. AVM. Ve evet hem de kütüphane. İsviçre çakısı gibi maşallah. Açılışına bizzat katılıp mankenlik yaptığım bu kütüphaneler; cidden kütüphane mi, yoksa elektronik kitap okuyucum karşısında diz çöküp af dileyecek popülist hamleler mi hep beraber göreceğiz.İlk olarak kişisel deneyimlerimle başlamak istiyorum. Çok ilginçtir, AVM kütüphaneleri haberini annemden aldım. Hedef kitle olarak kimleri belirlemişler hemen belli oldu zaten benim için. Bu ön yargı kuru kuru kafamda kalmasın diye de teftişe çıktım. Ben gittiğimde açılış yapılmış ama kitaplar, yerel gazetecilerin haber yapabileceği kadar dizilmişti. Olur öyle zaten; bilirsin ki sayın okur, kütüphane yolda düzülür. Biraz etrafta dolandım. Kütüphane, yarı basketbol sahası kadar olduğu için çok da zaman almadı. Öyle bir o masaya gittim, bir de ötekine. Kütüphaneler fiziksel mekanlardan ibaret değildir, ümidimizi koruyalım derken raflarda başka bir hayal kırıklığı, başka bir hezeyan. Güncel envanterden haberim yok, belki bir daha düşünmüşlerdir ne yapıyoruz diye sevgili okur. Hayal kırıklığım ve kitap okuyucumla baş başa kalınca o kadar yol boşa gelmemiş olmalıyım diyerek bir masaya oturdum. Tam okumaya başlayacağım, affedersiniz na bu kadar lensi ile bir fotoğrafçı abimiz gelip flaşları patlatıverdi. Meğerse beni plastik okuyucu sanmış adamcağız. O da haklı, belli olmuyor ki hakla batıl.(Not: Bu espri Türkiye ekonomisi sakinleşince kendini imha edecektir.)

İlk günkü ziyaretimden arta kalanlar bunlar. Açılışın verdiği hazırlıksızlık ve benim bir kütüphane görme umuduyla oraya gitmem, olumsuz izlenimler edinmeme yol açmış olabilir. Sonradan düşününce, bu AVM 'Kütüphaneleri', AVM'de zaman harcayan büyük kitlelerin kitapla haşır neşir olmasını sağlamak için yapılmış olamaz mı? Hemen de Nata Holding'e paralar yatmış demeyelim lütfen. Lütfen! Mesela baksanıza, bu naif çabayı Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Hamdi Turşucu ne kadar da güzel özetlemiş: Biz, AVM kütüphanelerimizi, sadece kitap ödünç alınıp verilebilen ya da ders çalışılan mekanlar değil, kültürel, sanatsal ve edebi etkinlerin de yapıldığı mekanlar olarak kurgulamaya çalıştık. Bundan sonra ise Türkiye'nin kültür, sanat ve edebiyat hayatına bu mekanlar aracılığıyla daha yüksek bir şekilde katkı sağlamaya devam edeceğiz.

Ama, ama. Sayın Turşucu neler diyorsunuz? Demek H&M’lerin, GSStore’ların, Starbucks’ların yanından ülkemizin edebiyat,sanat akımları yağmur olacak yağacak ve biz elbet bir gün Fun Land’da mı buluşacağız? Neyse. Sayın Turşucu bunları söylerken bakanımız durmuş mu? Durmamış, yapıştırmış müjdeyi: Amacımız, 500’e yakın AVM’yi kütüphanelerle buluşturmak. Şimdi sayın okur, Türkiye’nin dört bir köşesinde toplam 1186 halk kütüphanesi var. Şimdi 500 bölü 1186 artı 500 çarpı 100 falan dersek, bir de parantez varmışçasına okursak bu baya yüzde ediyor. Hayırlısı olsun. AVM dışındaki bir hayatı hayal edemediğimiz bir gelecekte görüşürüz sayın okur. Soran olursa, ben Starbucks’ta kişisel gelişim kitabımın pazarlaması üzerine çalışıyorum.

Ömer Davarcı