Baz Luhrmann… Müziği duymaya başladınız mı? Parlak elbiseler gözünüzün önüne geliyor mu? Avangart insanlar görmeye başladınız mı? Nature Boy kulağınıza geldi mi? Gülümsüyor musunuz? Gülümsüyorsunuz, değil mi?
The Great Gatsby, Romeo + Juliet, Moulin Rouge ve Strictly Ballroom gibi olağanüstü eserleri önümüze koyan, awe duygusunu seyirciye en güzel şekilde geçiren bu senarist, yönetmen, yapımcı beyefendi iddialı bir film projesiyle geri dönüyor.
Paslanmış bir isimden söz edeceğiz şimdi. Herkesin dinlediğini iddia ettiği ama artık günümüzde pek az kişinin gereğiyle takdir edebildiği o isim, hiç şüphesiz, Elvis Presley. Ya da The King mi diyelim? The Cool Cat? The Pied Piper of Rock ‘n’ Roll? Neyse… Elvis işte.
Elvis Presley hakkında çekilen pek çok film ve belgesel var. Nereye dönseniz onun hakkında ciddi ciddi konuşan insanlar görürsünüz. Kimisi onun kameralardan uzak geçirdiği 9 yılı, sanki hemen onun yanındaymış gibi sakin sakin anlatır. Kimisi, onun ölümü üzerine teoriler öne sürer. Kimisi ailesi üzerinden haberler çıkartmaya çalışır, falan, falan… Geçmişte olup bitenler eski bir üslupla karşımıza çıkmaya devam eder. Kimsenin aklına hangi dönemde yaşadığımız gelmez. Kimse Elvis’i çocuklara tanıtacak kadar gençleştirmez. Sanki herkesin kafası 1977’deki o acıklı konserde kalmıştır. Gerisi unutulmuş, ilerisi umursanmamıştır.
Ama, Baz Luhrmann hazırladığı enteresan kadroyla yeni Elvis biyografi filminin çalışmalarını sürdürüyor. 2022’nin Haziran ayında seyirciyle buluşacak olan filmde Elvis’i daha önce gençlik filmlerinde gördüğümüz ve en son Once Upon a Time in Hollywood’da karşılaştığımız Austin Butler canlandıracak. Albay Tom Parker’a ise Tom Hanks’i yakıştırmışlar. Hatta kendisi geçtiğimiz aylarda saçını kazıttığı için halinden epey yakınmıştı.
Priscilla Presley karakterini oynaması için bizzat Priscilla Presley Lana Del Rey’i önermişti fakat aldığımız haberlere göre bu kabarık saçlı ve mistik bakışlara sahip sevimli kadını Olivia DeJonge oynayacak. Bunun oldukça tartışmalı bir karar olduğunu belirtmekte fayda var. Çünkü kendisine baktığınızda alıştığımız Priscilla görüntüsüyle karşılaşmıyorsunuz. Gerçi Baz Luhrmann görüştüğü onca oyuncunun arasında bu kadını bu role uygun gördüyse, bir bildiği vardır diye düşünmeden de edemiyoruz.
Bakalım 3 Haziran 2022’de o çok özlediğimiz beyefendinin sesini tekrar duyduğumuzda ve Baz Luhrmann’ın zarif/karanlık dokunuşlarıyla karşılaştığımızda neler hissedeceğiz… Umarız seyirciler arasında hayal kırıklığı yaşanmaz. Umarız Elvis, Elvis’e layık bir yapım olur.
RadyoETÜ Haber
Diğer Başlıklar
Haberin Devamı
İşte en kalp kırıcı nokta bu : Hildegard ve Benjam’in hiçbir anlamda beraber yaşlanamıyorlar ve hayatları bir an için kesişip sonra tamamen farklı yönlere gidiyor. Hiçbir ortak noktaları kalmıyor zam
Haberin Devamı
İşte karşınızda RadyoETÜ 2024-2025 eğitim öğretim yılı Yönetim Kurulumuz!
Haberin Devamı
Leydi Diana ya da bizim seslenmeyi tercih ettiğimiz adıyla Prenses Diana tüm zamanların hayatı en çok ilgi uyandıran isimlerinden birisi.